Tek Yol Anarşizm!


    Kulağa hayli itici gelen bir kavram olan Anarşizm hakkında şöyle dolu dolu konuşabilmek hayli zor. 
   Anarşizm hakkında konuşamamanın çok çeşitli sebepleri var. Toplumun algılayışı, medyaya bağnaz yazarların hakim olması, halkımızın Anarşizm hakkında en ufak bir fikri bile olmaması vs...
   Sanırım Anarşist denilince akla şeytana tapan, elinde molotof kokteyili olan tipler akla geliyor. 
   Oysa Anarşizm'in en önce derdi otoritedir. Anarşizm, otoriteye karşı bir harekettir. Bir yerlerden çıkıp "Ben buranın ağasıyım." diyenlere karşı dik duruştur. 
   Bu açıdan devletin meşruiyetini dahi sorgular. Sahi devlet, bizim en temel gereksinimlerimizi karşılaması için bazı hak ve özgürlüklerimizi devrettiğimiz, toplumu düzenleyen bir üst oluşum değil miydi? 
   İnsanlar bir araya gelerek devleti oluştururlar. Bu yüzden "Adalet, mülkün temelidir." denmiştir. Ve bu yüzden "Adaletin olmadığı yerde anarşi başlar." 
   Bir yerden sonra insanlık büyük bir açmaza doğru sürükleniyor. Liberal ekonomi, zengini daha zengin yaparken; fakiri çok daha fakir hâle getiriyor. Devlet, bu noktada varlığını devam ettirebilmek için zengine büyük imtiyazlar tanımaya başlıyor. Liberalizm de varlığını devam ettirmek için az da olsa devlet otoritesine ihtiyaç duyar. 
   Bugün çoğumuz liberal olmayan bir dünyada yaşamayı tasavvur dahi edemez. Liberal olmak, günlük bir arzumuz hâline gelmiş. 
   Devletten burada işlev olarak bu uçurumu kapatması isteniyor. Devlet, bu durumda yetersiz kalınca devlet kurumuna karşı güvensizlik meydana geliyor. 
   Devlet, yapısı gereği muhafazakârdır çünkü nihayetinde bir kurumdur. 
   Devlet, kurumları bir bir yozlaşırken sesini dahi çıkaramamaktadır. Kurumsallaşmanın kendisi itibarsızlaştırılmakta, birey öne çıkarılmaktadır. 
   Öte yandan ulus-devletin bazı getiri, götürü ve sorumluluklarının yalnızca sembolde kalması -bayrağa karşı hazır ola geçip vergi kaçırmak- vatandaşlık algısının sorgulanmasına yol açmaktadır. 
   Bir süre sonra sırf sınırlar içerisindeki insanlar kardeş yaşayacaklar diye dışarıdaki insanların kalleşleştirilmesi belli bir kesimde karşılık bulamamaktadır. 
   Ulus, millet, halk, ümmet... Adına her ne derseniz diyin insan elinin değdiği her yerde bir yapaylık vardır ve ulus da millet de halk da aslında hiçbir zaman var olmamışlar ve var olmayacaklardır. Var olan ve var olacak olan ancak ve ancak bireydir. 
   İnsanın böyle bir yapaylıkta olması, başta değiş-tokuş olarak yine insanın kendi meydana getirdiği devletin savaş çıkararak vatandaşından ölmesini istemesi, vatanı sevmemenin suç sayılması ve herkesten vatanını sevmesini beklemesi insanları Anarşist düşünceye itiyor. 
   Belki bunu sistemli bir düşünce şeklinde "Anarşizm" çatısı altında yapmıyor ama hâl ve hareketleri bu yönde. 
   Özellikle gençler, bu alanda çoğu hiç okuma yapmamamış olsa bile kendini Anarşist düşüncede ya da Anarşist düşünceye yakın bir konumda hissediyor. 
   Anarşizm, son çare olarak bozuk düzeni yıkma düşüncesidir. Bozulmuş olan o kadar bozulmuştur ki artık tamir edilecek yanı kalmamıştır. 
   Anarşist düşüncede, ister gelenek ister modern her ne olursa olsun, bu düzene sebep olan her şey yıkılmalıdır. 
   Kişi, yıktığının yerine bir şey koyamadığının farkındadır ancak canı sistemden öyle bir yanmıştır ki artık hiçbir şey umrunda değildir. 
   Bugün için yükselen trend Anarşizm. Sağ düşünce dün, Modernizm'le problemi olan herkesi çatısı altına alarak büyüdü. Bu, Türkiye'de de dünyada da böyledir. Bugün ise sağ, bu sefer ne gelenekle ne de Modernizm'le barışamamış Anarşizm düşüncesi ile çözülme sürecine giriyor. Hatta bir noktaya kadar sağ düşünce, Anarşizm'den büyük kuvvet alıyor da. Ulus-devlet'i kolay kolay yıkamayacağını anlayan sağ, bir bakıyorsunuz devlet kurumunun kendisini itibarsızlaştırmaya başlıyor. Özellikle Türkiye'de siyasal islamın Kemalist-askerlere yönelik söylemleri, en çok devlete zarar vermektedir. Belki sağ düşünce bunun farkında ama mevcut sistemden canı o kadar yanmış ki gözü Kemalizm'in yıkılmasından başka bir şeyi görmüyor. 
   Modernizm'in sınırları içerisinde düşündüğümüz takdirde Anarşizm açmazına saplanıp kalacağız. Modernizm, Post- Modernizm vs. gibi aslında bir devrin ruhunu yansıtan ideolojik düşünceler aşılmalı; Anarşizm, varılacak nihai bir sonuç değil de hedefe varılmadan önce kontrollü yapılacak bir hamle olarak düşünülmelidir. 
   Yoksa meşhur sloganın dediği gibi daha çok "Tek Yol Anarşizm" olmaya devam edecektir! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçimden Geçenler İçimden Geldiği Gibi!

Türkülerin Söyledikleri: İki Şeye Pişman Olan Ağasarlı Cayan Hüseyin

Futbol'un Akademisi: Patron Sizsiniz