Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Akademik Yazılar: Üniversite, Kütüphane Etrafında Çöreklenmiş Binalardan İbarettir

Resim
   Dövizin saniye saniye tırmandığı, ekonomik krizin içinden çıkılmaz bir boyuta ulaştığı, işsizliğin tavan yaptığı bir dönemde bir siyasî, katıldığı programdaki konuşmasında üniversitenin, "meslek edindirme" yeri olmadığını söyledi.     Evvela önce yüksekokul ve üniversite kavramlarını ayıralım. Üniversite, universal, yani evrensel kelimesinden gelir. Üniversitenin hedefi, aydın kimseler yetiştirmektir. Üniversiteden her mezun olan aydın bir kimse olmasa da aydın olmak için üniversite eğitimi almak şarttır. Çünkü üniversite, öğrencilerine kritik düşünebilme becerisini kazandırır.     Yoksa üniversitenin meslek edindirdiği yoktur. Meslek, esasen meslek liselerinde de yüksekokullarda da öğrenilmez. Bu okulların yaptığı tek şey, meslek edindirmeye yönlendirmektir. Eleştirel düşünme, önemli bir beceri olmakla birlikte düşünmenin son aşaması değildir. Yaratıcı düşünemeyen bir beyin, eleştirdiği yanlışlık içinde hapsolur.     Meslek öğrenme, hayata atılmaktır. Hayata a

Futbol'un Akademisi: İbadetin Kazası Olur, Futbolun Olmaz

Resim
   85-86 sezonuna iyi bir başlangıç yapamayan Trabzonspor, Sunderman ile yollarını ayırıp Ahmet Suat Özyazıcı ile anlaşır. Ahmet Suat Özyazıcı ilk antrenmanına çıktığında ağzından şu söz dökülür: "Gitti Sonderman, gitti ilk derman!"   Trabzonspor'un kuruluş yıllarında ortaya koyduğu felsefenin filozofu da Trabzonspor efsanesini yaratan da Trabzonspor'u 1. Lig'e çıkaran da ilk kez şampiyon yapan da Ahmet Suat Özyazıcı'dan başkası değildi.   Şenol Güneş'in ifadesiyle Ahmet Suat, Trabzonspor için tekerliğin icadıydı. O; Trabzonlulara bir hayat vermişti. Bugün Trabzonlular hayal kurabiliyorsa bu, Ahmet Suat sayesindedir.   Topa da sağ ayağımla vururdum diyerek açıklıyor siyasî görüşünü Ahmet Suat. Her zaman temkinli ve sade bir hayatı olmuştur Ahmet Suat'ın. Hayat, fena hâlde futbola benzer ya, karakteri oyun anlayışına da yansımıştır. İçeride 1-0'a deplasmanda 0-0'a oynayan, pas kalitesinin önemli olduğu, tekniğe dayalı bir felsefesi v

Futbol'un Akademisi: Kasketi Önümüze Alıp Düşünmek

Resim
   Futbol yorumcusu da edebiyatçı gibidir. Çünkü daha çok okunmak ve daha çok dinlenilmek için insanların duygularına tercüman olacak laflar bulmaya çalışır.     Liverpool'un 2013-2014 sezonunda şampiyon olamamasını kamuoyu, Gerard'ın ayağının kaymasına bağlamıştı. İlla bir suçlu arayacaksak kendimizden başlayabiliriz.     Peki ya ortada bir suçlu ya da suç yoksa? Ya bizler şu meşhur sağcı refleksinden kaçmaya çalışırken kendimize alternatif bir sağ oluşturup alternatif bir refleks geliştiriyorsak?     Trabzonspor'un belirli defoları olduğu için üst seviyelere çıkamayan ama kendi seviyesinde iyi meziyetlere sahip oyunculara ihtiyacı vardı. Hugo, Bakasetas, Trezeguet, Visča gibi oyuncular buna iyi bir örnek. Trabzonspor bu kaliteli yabancılarla kaliteli yerli futbolcuları birleştirirse -zannedersem Ömür de hep bu seviyelerde kalacak- bir ekol sahibi olma yolunda ilerler. Ancak bunun için bir üretim ekonomisi oluşturmak şarttır.     Çünkü Özkan Sümer'i

Futbol'un Akademisi: Biz Halkız, Yeniden Doğarız Ölümlerle

Resim
   Özkan Sümer, başkan seçilir seçilmez tribünlerdeki tel örgüleri kaldırtmıştı. Şimdilerde de yorumculuk yapan birisi tel örgülerin kaldırılmasının yanlış olduğunu bağıra çağıra anlatırken aksine tellere elektrik verilmesi gerektiğini söylemişti.    Zor zamanlarda hemen birlik olabilen, kendi arasında organize olmayı bilen ancak buna karşılık rahat dönemlerde çok kolay ayrışabilen bir milletiz.    Bunun nedeni bağımsız düşünce üretemememiz ve devlete olmayacak anlamlar yükleyerek devlet aygıtını kutsallaştırmamızdır.    Devleti, devlet yapan halktır. Devlet, halk için vardır. Ancak bu durumda halk, devlete karşı kendini sorumlu hissedip fazilet sahibi bir vatandaş olarak yetişebilir. Bütün servetin, üretimin ve kararın merkezde toplandığı bir ülkede herkes devletten bir parça koparmaya çalışır ve bunu da kendine hak görür. Koparamayan kimseler ise sefalete mahkûm olur. Böyle bir düzende fazilet, aptallık olarak görülür.    Sorun ne dünyaya açılmakta ne Liberalizm'de ne