Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Filmler ve Diziler: Ekinler Baş Vermeden Kör Buzağı Topallamazmış (Bir Başkadır, Fatma, Recep İvedik, Asmalı Konak, Yalan Dünya

Resim
       Yakın zamanlarda oldukça konuşulan bir Netflix dizisi olan "Bir Başkadır" bugünlerde "Fatma" dizisinin etkisiyle yeniden popüler olunca ben de filmi henüz yeni izlediğimde kesbettiğim "Şeyhlik Kompleksi" meselesini artık yazıya dökmek istedim.     Ali Sadi hoca ile Meryem arasında geçen "Kokla bakalım, kokuyor mu?" repliği oldukça ilgi görmüştü. Hattâ meseleye Flu TV'de Yalın Alpay da değinmiş ve bu repliğin post-modern dünyada hangi anlama tekabül ettiğini espirili şekilde tartışmıştı.     Meryem, Ali Sadi Hoca'nın yanına psikologa gitmesinin doğru olup olmadığıyla ilgili danışmak için gider. Hocaya müşkülünü anlatır ancak hoca hiçbir şey demeden eline yapay bir gül alır. Güle mânâlı mânâlı bakar. Dünyanın ta öbür ucundan geldiğini söyler. Gülü koklamaya çalışır. Sonra gülü, Meryem'e uzatır. "Kokla bakalım kokuyor mu?" diye sorar. Meryem de kokmadığını söyler. Hoca efendi Meryem'e istifini hiç bozmada

Mafya Nedir, Ne Demektir?

Resim
         Mafya, etimologların büyük bir çoğunluğunun uzlaşısına göre Sicilya'da yerel bir Arapça lehçesinden ortaya çıkmış bir sözcüktür.     "Morte alla Francia, İtalia anela" -Fransa'ya ölüm, İtalya'nın umudu- sloganının baş harflerinden türetildiği de söylense de buna bir fantezi olarak bakılmaktadır. Mafya, başlarda belirli bir örgütün adı olarak kullanılmış -The Mafia- daha sonraları birçok dünya dillerinde anlam gelişmesine uğrayarak yasa dışı işlerle uğraşan kimselerin tamamını temsil eder olmuştur. Nişanyan'ın tespitine göre kelime, ilk kez 1947 yılında Cumhuriyet gazetesinde kullanılmıştır. Haberde: "Her renkten 32 parti, henüz pek nüfuzlu olan birkaç asırlık gizli Sicilya cemiyeti ' Mafia'nın  müzaheretini kazanmaya çalışmaktadır." denilmesinden o yıllarda kelimenin henüz anlam gelişmesine uğramadığını, gizli bir cemiyetin adının mafya olduğunu anlıyoruz.     Elbette " mafia " kavramının Sicilya'da ortaya ç

Futbol'un Felsefesi: Transfermarkt Muhasebecileri

Resim
       Futbol, yalnızca sahada oynanmaz. Bunun backgroundunda bir saha dışı olaylar ve kurumlar silsilesi vardır ki bu, ortaya konulan futbolda oldukça önemli rol oynar.     Bir takımın oynadığı futbol veya genel olarak futbol inceleneceği -analiz edileceği- zaman genel veya özel olarak taraftarlık kurumuna da ayrıca göz atmak gerekir. Taraftar demek, futbolu döndüren topluluk demektir. Taraftar; duygu, âidiyet, aşk, sevgi, holiganlık kavramlarını toptan içine alır çünkü taraftarlık, beklenti demektir. Taraftar, takımından bir beklenti içerisindedir. Seven, sevdiğine katma konusunda oldukça cömerttir. Ancak bütün bu katmalar kendisinin çok daha büyük kazanca geçmesi içindir. Bu yüzden taraftar; ömründen, parasından, canından verir. Verdikçe daha büyük beklenti içerisine girer. Yıllar geçtikçe ve beklenti karşılanmadığı sürece o beklenti daha çok büyür. Kulüp, mâşuk; taraftarsa âşıktır.     Beklenti hiçbir zaman ilk günkü gibi kalmaz. Hedefler tamamlandıkça daha büyük hedefl

Futbol'un Felsefesi: "Koy Genç Futbolcuyu Oynasın."

Resim
       Her alanda yerli ve millî fetişizminin üst düzeyde olduğu ülkemizde takımlar "genç oyuncu oynatmamakla" suçlanıyor.     Mesele genç oyuncu yetiştir(e)memek değil genç oyuncu oynatmamak. Oysa öyle yanlış bir noktadan eleştiri yapılıyor ki tartışma bu zeminde sürdüğü sürece bir arpa boyu yol almamız mümkün değil.     Altyapılarda torpilin bini bir para olduğunu iddia edenler, o altyapılardan çıkmış torpilli futbolcuların oynamamasını eleştiriyorlar. Futbolcunun sahada 10 dakika mücadele etmeye dermanı yok, bizimkiler neden ilk 11'de başlamadığını soruyorlar. Sırf bu yüzden kavga gürültü yapmaya oldukça teşne bir kitleyle karşı karşıyayız.     Zamanının torpille oynamış futbolcularının bugün altyapılarda veya A takımlarda hocalık yaptığını göz önüne aldığımızda neden böyle gelip böyle gittiğini çok daha iyi anlayabiliriz. Altyapıda oynamak, başarılı olmak başka; A takımla idmana çıkmak, A takımda forma giymeye başlamak, A takımda başarılı olmak başka başka

Edebi İzlenimlerim: Yazık Oldu İsmail Efendi'ye

Resim
        Edebiyat... Farklı bir uğraş... Belki herkesin gençlik yıllarında düşmesi gereken bir bataklık. Veya zehirli bir sarmaşık...     İnancıma göre insana bir şey yaptırılır, insan bir şeyler yapar ve önünde bir yol oluşuverir. İçerisinde bulunduğu muhit, onu gizliden gizliye bu yolda besler. Görünürde önüne engeller çıkarır. İşte insan, görünür ama eften püften engelleri aşabilirse görünmeyen ama gerçek desteklerle yüzleşir.     İlk şiirimi yazdığımda 8 yaşımdaydım. Merkezi Erzurum veya Erzincan civarlarında olan bir sarsıntı, bizim kasabayı da vurduydu. Deprem sırasında yaşadıklarımı kaleme alan bir şiir yazdığımı hatırlıyorum güzel yazı defterime. "Kestaneler sobanın üzerinde" diye başlayıp önce içinde bulunduğum odayı ve daha sonra içinde bulunduğum durumu çocuk aklımla anlatmaya çalışmıştım.    O zamanlar daha çok bilimle uğraşmak istiyordum. UFO avcılığına soyunmuş, evrenin yapısını anlamaya çalışıyordum. Öyle ki bu gizemli bilim adamı tavrım ve uyumsuz h