Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Futbol'un Felsefesi: Futbol; Bir Takım Oyunudur, Bireysel Hata Olmaz

Resim
   05.08.2021 ve 12.08.2021 tarihinde  oynanan Trabzonspor- Molde karşılaşmalarının ardından eleştiri okları Trabzonspor'un genç sağ beki Serkan Asan'a çevrilmişti.    Fatih Terim, 2020-2021 sezonunda kaçan şampiyonluk için De Andre Yedlin'i suçluyor ve takımdan ayrılmasını talep ediyordu. Öte yandan Süper Lig'in açılış maçında Beşiktaş, kendi evinde oyunun geneline baktığımızda ilk hafta müsabakası için gayet net bir oyunla Rizespor'u mağlup ederken Çaykur Rizespor teknik direktörü Bülent Uygun: "Bireysel hatalar dışında iyi bir performans gösterdik." dedi.     Şimdi baştan başlayalım: Trabzonspor'un Molde karşısına sağ bekte Bruno Peres, sol bekte Trondsen ile çıkması bekleniyordu ancak beklenilenin aksine sağ bekte Serkan, sol bekteyse Bruno Peres oynadı. Peres'in çift ayaklı olması, ayrıyeten daha önce de sol bekte zaman zaman görev alması, sezonun ilerleyen zamanlarında Peres'in sol bekte değerlendirilmesini de mümkün kılıyordu

Eğitim ve Öğretim'e Dair: Pedagonazi Nedir?

Resim
       Modern hayat, insanlara büyük kolaylıklar sağlamayı vadetti. Medeniyet dediğimiz şey; insanın vahşi doğa şartlarına karşı bedeninden ziyade zihnini kullanması, somut olandan ziyade soyut olanı kavrayabilmesidir.     Örneğin din, kolaylaştırmayı tavsiye eder çünkü dinler, medeni yaşamın ta kendisidir. Evrim, insanların vahşi doğalarını insanlara yeniden tanıtırken din, yüzyıllar boyunca insanlığa, insanın vahşi yanını unutturmaya çalıştı. Din ve evrim arasındaki çatışma tam da bu yüzdendir. İkisi arasında birbirini yalanlama, birbiriyle çatışma yoktur. Pekâlâ bir din adamı, evrim teorisinin "doğru" olduğunu düşünebilir. Burada asıl sorun, medeniyetin, "iyi" ve "güzel" olduğuna kitleleri ikna edebilmektedir. Nitekim, dinler de inanılması için vardır. Buna göre din de evrim de iki farklı yol gibi görünüyor. Dinin yolunu tutanlar soyut olanı arzulayıp vahşi doğasına karşı kontrolcü bir tutum içerisine girerken evrimin yolunu tuta

İçimden Geçenler İçimden Geldiği Gibi!

Resim
       24 Şubat 2020'de ilk blog yazımı yazdığımda internet sitemde gündeme, genel kültüre, topluma yönelik yazdığım yazıları bir sohbet havası eşliğinde yayımlamayı planlıyordum. Bu yüzden bloguma "İçimden Geçenler İçimden Geldiği Gibi" mottosunu uygun bulmuştum.     Her insan içinde bir miktar huzursuzluk taşır. İşte bu huzursuzluk; insanı araştırmaya, üretmeye, yapmaya, sıradışı olana iter.     Kimisi maymun iştahlıdır: Kendini aramak adına bir şeyler yapmaya çalışır, vazgeçer. Kimi insan şanslıdır: Kendini çabucak bulur. Kimi insan talihsizdir: Kendini bulduğunu sanar ama kendini ebediyen kaybetmiştir.     Bu insanlar bir nebze de olsa huzuru bulmuştur. Onlar huzuru, huzursuzluklarını hissettikleri anda dışarı vermekle bulurlar.      Ahmed Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanı için husursuzluğun kitabı derler. Fernando Pessoa'nın da Huzursuzluğun Kitabı adlı bir eseri vardır. Oysa bütün kitapları oluşturan huzursuzluk düşüncesi değil midir?    Ken