Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Edebi İzlenimlerim: Dergi Çıkarmak

Resim
   Edebiyata henüz merak salmaya başladığımda önce bir derginin hatırı sayılır bir yazarı olmayı, daha sonra da yazılarımı özgürce yayımlayabileceğim bir dergi sahibi olmayı istiyordum.     Hayatımda işlediğim en büyük günah, Istanbul'a gidene kadar kendimi gelişmeye ve yenilenmeye kapatmamdı. Yaşadığım bölgede imkânlarımın kısıtlı olduğunun farkındaydım ama ben coğrafyayı bir kader olarak görmüyordum, yaşadığım coğrafyaya küsmüştüm.     Pek tabiî hayallerim de gerçek algısından kopuktu. Kafama göre bir dünya yaratmış ve kendimi dış dünyanın da kafamdaki gibi olduğuna inandırmıştım. Ne zaman gerçeğin sert, benimse hayatla henüz tanışmamış yumuşak yanım birbirine değse yarattığım o dünyaya sığınıyordum.     Edebiyatçı olmak, gerçeklikten kopuk değildi elbet. Edebiyatçı olmanın bir mahzuru da yoktu elbet. Mahzur benim edebiyatçıya olmaya yüklediğim anlamdaydı elbet.     Bugün geriye dönüp baktığımda keşke öyle düşünmeseymişim demiyorum. Edebiyatın bana kattıklarını anlatm

Filmler ve Diziler/Futbol'un Felsefesi: Dar Alanda Kısa Paslaşmalar

Resim
       Sorsan futbolla yatıp kalkan, futbolla iç içe olan bir ülke Türkiye. Oysa futbolu anlamak, sorgulamak, düşünmek ve futbola dair fikir üretmek konusunda oldukça eksik kalıyoruz.     Doğru düşünme yollarını bilmiyoruz, hayata bakış açımız oldukça sorunlu. Fikir üretmek yerine kitleye uyarak ya da kitlenin hoşuna gideceği şekilde hareket ediyoruz. Linç kültürünün dizlerimizi her an titrettiği bir ortamdan sağlıklı doneler beklemek boşuna bir ümittir. Bizler futbola bireysel performans üzerinden yaklaşmaya devam ederken modern futbol, saha dışında olgunlaştırılıp saha içinde yorumlanan bir spor hâline geldi. Bu yüzden başarıyı ruha, başarısızlığı da hakem, zemin, yorgunluk gibi bahanelere bağlıyoruz.     "Hayat, fena hâlde futbola benzer." içerisinden türlü türlü anlamlar çılarabilecek bir söz. Bu, algıda seçiciliğimize göre de değişiklik gösterebilir. Mesela benzeyen hayat mıdır yoksa futbol mu? Hayat, futbola benzer mi yoksa futbolun ta kendisi midir? Futbol,

Politikasız Poetika: Ön Söz Niyetine

Resim
   Edebiyat nedir? Edebiyat, aslında baktığınızda birçok şeydir. Bana göre edebiyat, en çok kendini ifade ediş biçimidir. Başkalarına göre başkadır. Belki bambaşkadır.     Biraz duygudur belki biraz akıl. Kimilerine göre edebiyat, bir dünya görüşüdür. Kimilerine göre huzur, kimilerine göre huzursuzluğun kaynağıdır.    Apolitik olmak, mevcut düzeni, düzensizliği onaylamaktır. Kaos, evrenin en önemli karakteridir. İnsanın varoluşu düzensizlikten faydalanmak değil düzensizlikten bir düzen oluşturmaktır. Hayatın değişken yapısı her düzeni, x süre sonra düzensiz kılacaktır. İnsan ancak bir düzen kurma çabasıyla varoluşunu gerçekleştirebilir.     Sanat da elbette politik bir şeydir. Tarık Buğra, edebiyatın baskı dönemlerinde geliştiğine vurgu yapar. Baskının en yüksek olduğu dönemlerde siyasî mesaj, belirli imgelerin arkasına sığınılarak verilir. Edebiyatın cilvesi de belki de buradadır.    Hazzı ertelemek, hazzın ötesine geçebilmek ve hazzın sona erdiği andaki o düşüşü engelleye

Eğitim ve Öğretim'e Dair: Helikopter Öğretmenlik

Resim
       Helikopter aile, helikopter ebebeyn ya da helikopter anne ve helikopter baba; kavram dünyamıza 2010'lu yıllardan sonra girmiştir.     Buna karşın ilgili kavram, ilk defa Foster W. Cline ve Jim Fay tarafından bir çocuğun annesi için "Kafamda helikopter gibi dönüp duruyor." şikâyetiyle 1990 yılında “ Parenting  with Love and Logic: Teaching Children Responsibility ” kitabında kullanılmış.     Kafalarını pedagojiyle bozmuş bilinçli annelerimiz ve bu pazarı keşfeden psikologlarımız, özellikle son birkaç yılda işi, içinden çıkılmaz bir boyuta taşıdı.     Benim edebiyat ve nitelik söz konusu olduğunda her zaman söylediğim bir şey vardır: Artık kendini ifade edemediğini düşünüp bir şekilde bir uğraşıyla kendini ifade etme derdinde olan, sürekli okuyan, araştıran, gözlem yapan, sosyal meselelerle ilgilenen insanlar edebiyatla uğraşmıyorlar veya uğraşmak istemiyorlar. Çünkü hızlanan ve sözün bir önemi olmadığının anlaşıldığı, insanın kuldan bireye dö