Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Edebî İzlenimlerim: Şahsî Kütüphane Oluşturmak

Resim
       Bir zamanlar ne çok istemiştim kütüphanemin olmasını...    Hayır, kitaplarımın olmasını istemiyordum, kütüphanemin olmasını istiyordum. Duvarlarca kitap biriktirmekti hayalim. Evimin müsait olan her köşesine raf yaptırmak istiyordum. Şöyle tavandan aşağı olacaktı.     Sahi, o kadar kitabı ne yapacaktım? Nerede saklamayı veya nasıl kullanmayı düşünüyordum bilmiyorum. Evim içre bir kütüphanem olsaydı ne olacaktı? Kim gelirdi kitaplarımı ziyaret içmek için evime?     Sonuçta hayat pahalı. Sonuçta yaşamak gerek ve insan sosyal bir canlı. Evet, belki düzinelerce kitap okumak oldukça hoş ama bir dağa tırmanmak, kamp yapmak, at binmek, futbol oynamak, film izlemek, sevdiğin ya da sevdiklerinle geçireceğin bir gece de hoş olabilir.     Hayatın çok başka ve ilginç yönleri de var, bunları keşfetmek de hoş. Bir insan nasıl yalnızca kitap okumaktan zevk alacak kadar sığ olabilir? Aklım almıyor. Okumak, öğrenmek ve öğretmek üzerine kurulu bir hayat... Bir an bile olsu

Editör'ün Seçimi: Bilgelerim ile Birlikte Dil ve Edebiyat Üzerine Söyleşiler~ Şafak Karakoç

Resim
       Edebiyat camiasının en çok eleştirdiğim yönü, avam ile aralarında derin bir uçurum bırakmaları.     Bu uçurum olan bir şey değil oldurulan veya olunması arzu edilen bir şey. Yapıntı bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Dolayısıyla edebiyat muhitleri, edebî sohbetler, sohbetlerin konusu, edebiyata dair her şey yapmacık kalıyor.     Bunun sebep ve sonuçlarını irdelediğim Edebî İzlenimlerim yazı dizimi bu konuya ilgili olan arkadaşlara tavsiye ederim.     İşte bu uçurumdan sebep edebiyatçılar, edebiyat akademisyenleri kimdir, edebiyat nasıl yorumlanır, nedir, nasıl gider konusunda kamuoyunun bilgisi vasatın altında.     Yine 'halktan kopuk' ve 'kapalı' olarak eleştirdiğim tarihçilerde bile "halka doğru" bir teşebbüs görülürken edebiyatçılar bu konuda sınıfta kalmaya devam etmektedirler.     Şafak Karakoç ile bundan yaklaşık üç yıl önce sosyal medya üzerinden tanışma fırsatı buldum. Henüz lisans öğrencisiyken bile bir şeyler ortaya

Futbol'un Felsefesi: Güç, Dayanıklılık ve Modern Futbol

Resim
       Güç ve dayanıklılık zihnimizde çoğu zaman yakın anlamlı veya birbirinin yerine kullanılan kavramlar olsa da işin aslı oldukça farklı.     Türkçede güçlü olan dayanıklı, dayanıklı olan da güçlü olur gibi bir kavram yanılgısı mevcut.      Güç kelimesinin TDK anlamına bakıldığında kolay olmayan, yapılması, başarılması zor, çetin; büyük çabalar isteyen, ağır ve yorucu emeklerle yapılan açıklamasıyla karşılaşıyoruz.      Dayanıklılık ise dayanıklı olma durumu, dayanıklılık ve metanet olarak tanımlanmış.     Yine dilimizde güç yetirmek diye bir deyim var. Bu deyimin kullanıldığı yerde bir şeyin, bir başka bir şeyden kuvvet olarak üstün olduğunu, o şeyin başka bir şeyi kuvvetiyle bastırabildiğini, etkisiz hâle getirebildiğini anlamını çıkarıyoruz.     O hâlde güç; aslında karşı koymak, belirli bir güce karşı o gücün metod ve yollarına başvurarak cevap verebilme gibi bir anlama karşılık gelmektedir.     Dayanıklılık ise bir güçten etkilenmeme, veya etkilense b

Aforizmalar: Che Guevara: "Gülmek, Devrimci Bir Eylemdir."

Resim
       Sözlerin içinin boşaltığı, sloganlaştırıldığı bir devirde sözler ve düşünürleri üzerine doğru düşünmenin yollarını bulmak neredeyse imkânsız.     Pek çok düşünme yolları arasında ya kayboluyoruz ya da bu türlü düşünce yollarını toptan inkâra kalkıyoruz. Yoksa uzakların bu kadar yakın olduğu bir dönemde farklı düşünce yollarından haberdar olmamak da mümkün değildir.     Kimimiz her bir düşüncenin doğru olabileceğini söyleyip işin içinden çıkmaya çalışıyor. Her kafadan bir sesin çıktığı günümüz dünyasında her kafanın her sesine tercüme olmaya çalışıyor ama bunu yaparken, en önemli şeyi, yani kendisini es geçiyor. İşte bu, post-modern düşünme şeklidir: Her bir düşüncenin doğru olabileceğini kabul etmek.     Bunun bir üst seviyesi çok filozofi gibi görünse de aslında altı, oldukça oyulmuş bir şey. Bir üst aşamada yukarıdaki düşünce "Doğru nedir, yanlış gerçekten var mıdır?" gibi sorulara evrilerek gerçek ile sahte arasındaki dengenin kaybolmasına, dolayısıyla bireyin gerçe