Kritik Yazılar: Tarkan'ın Şarkısı Nasıl Yorumlanmalıdır?

   Tarık Buğra; sanatın, baskının olduğu ortamlarda geliştiğini söyler. Zaten her şeyi apaçık bir şekilde söyleyebilecek olsaydık sanat yapmaya ihtiyaç duymazdık.
   Sanat eseri denilince hemen hepimizin aklımıza ilk gelen şey, aşktır. Eğer sanatçı adayı âşıkımız, mâşukuna sevdiğini açıkça söyleyebilseydi bunu sanata dökme ihtiyacı döker miydi? Veya bir şeyler hissettiğimiz birine bunu hemen söyleme imkânımız olsa aşk denen şey ortaya çıkar mıydı?
   Aşk, bilinmezlikten ve baskıdan doğar. Toplum, normlarıyla insanları kendini açık edememeye zorlar. Bu da bilinmezliği oluşturur.
   Tarkan; son zamanlarda moralinin pandemi ve iklim krizi sebebiyle çok bozuk olduğunu, insanları neşelendirebilmek için Geççek'i yazdığını söylüyor. Zaten şarkının klibinde de pandemide alt üst olan hayatımıza âit bolca görüntü mevcut.
   Bir eserin hangi amaçla yazılmış olduğunun sanatçısı tarafından söylenmesi, o esere karşı olan ilgiyi azaltır. Sanat eseri merak edildiği için ilgi görür. Sanat eserini tartışmaya açan, ona ilişkin yorumların çeşitli oluşudur. Ancak pop müzikte böyle bir şey söz konusu değildir. Pop, insanların hemen ve çok talep ettiği neşeyi bir anda insanlara sunar. Sözleri basittir; kolay anlaşılır ve hemen akılda kalır. Bu yüzden bir pop müzik eseri, zirveye çıkar çıkmaz tükenir. Tarkan'ın şarkısı da böyledir. Bundan bir süre sonra insanlar ne Tarkan'ı ne de şarkısını konuşacaktır. Bence Tarkan'ın şarkısını neden yazdığını açıkladıktan sonra konuşulacak bir şey zaten kalmamıştır ama kutuplaştırmayı bir bekâ meselesi olarak görenler bu durumu bir araç olarak kullanmaya devam edeceklerdir.
   Politika, siyasi partilerden ibaret bir kavram değildir. Şarkının iktidarla ilgili olmadığı siyasî olmadığı anlamına gelmez çünkü iklim krizi de pandemi de politik bir konudur. 
   Hayatta her şey politiktir. Şalvar giymek de fötr şapka takmak da bir politik duruşun sembolüdür. Önemli olan; farklı politik duruşlara saygı gösterebilmek, politik olmayı doğal karşılayabilmektir. 
   "Sanatçı dediğin muhalif olur." önermesi muhalif ve eleştirel olmayı yanlış anlamış insanlar için doğru gibi görünebilir. Fakat olması gereken, sanatçının eleştirel bir tavır takınmasıdır. Sezen Aksu üzerinden yürütülen polemikte de gündeme geldiği üzere toplum, sanatçıyı bir yere getirmez; sanatçı, sanatıyla toplumda bir yer edinir. Toplumda yer edinmiş kimselerin de topluma karşı bir sorumluluğu vardır. Dolayısıyla sanatçı, topluma karşı sorumluluğunu, eleştirel olmakla yerine getirir. 
   Tarkan da bugüne kadar yerine getirmediği sorumluluğunu yerine getirmiş, üzerine daha çok konuşmamamız gereken bir konu hakkında şarkı yazmıştır. Pop, zaten apolitik olmayı içkin bir kavram. Apolitik olmak, statükoyu onaylamaktır. En nihayetinde protesto, sermayedarlara yapılır. Dolayısıyla her ne kadar ununu elemiş eleğini aşmış bir sanatçı olsa da Tarkan'ın bugün yaptığı kıymetli bir iştir. 
   Ancak sanat eseri, sanatçıdan çıktığı anda artık topluma mâl olmuştur. Bir toplum bir esere sanatçısından bağımsız çok başka anlamlar yükleyebilir, çok başka yorumlamalar yapabilir. Dolayısıyla bir kitle öyle yorumlamış olduğundan Geççek şarkısı da hangi amaçla yazıldığından bağımsız olarak "iktidara söylenmiş politik bir şarkıdır" demek yanlış sayılmaz. 
   Pop müzikte politik mesaj verilmesi şaşırılacak bir şey değil. Batı'da son derece normal olan bu durum, ülkemizde yeni yeni talep görmeye başlamıştır. Aleyna Tilki'nin Sır şarkısına çektiği klip de en az Tarkan'ın şarkısı kadar politiktir. Ancak Tarkan'ın şarkısının ve klibinin insanların zihninde uyandırdıkları şu an için çok daha hayatî olduğundan Aleyna Tilki'nin mesajları bu kadar çok dikkat çekmememişti.
   Bir senaryoya göre dünya, zenginler ve yoksullar, sermayedarlar ve emekçiler olarak ikiye ayrılıyor. Kapitalizm'i elinde bulunduran şirketler de kendilerini protesto eden bu tür filmlere, müziklere kendilerine daha büyük gelirler sağlaması şartıyla sıcak bakabiliyorlar. Çünkü en nihayetinde onları zirveye taşıyacak olan sevdikleriylen onları zirvede tutacak haterlarıdır. Protest dediğimiz eserlerin yazılması, farkındalık için önemlidir ancak bu farkındalığın insanları harekete geçirmeye geçirmesi gerekmektedir. Hiç kimsenin de "Geççek" diyerek harekete geçecek hâli yoktur. Şarkı, toplumda elbette bir etki uyandırmıştır ancak bu desteklenmezse bir şeylerin bir şekilde düzeleceğini uman bir yığın insanla karşı karşıya kalırız.
   Tarkan'ın da açıklamasından sonra aklı selim bir kimsenin odaklanması gereken "Geldiği Gibi Gitçek" sözünün geçtiği bir şarkıyı halkın hangi sebeplerle seçim marşı sayabilecek kadar ileri gittiğidir.
   
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkülerin Söyledikleri: İki Şeye Pişman Olan Ağasarlı Cayan Hüseyin

Türk Düşüncesi: 2023 Sath-ı Mailine Girerken...

Tolgahan'ın Gözlüğü: Acı Çekmek