Oyunu Anlamak: Oyunu Anlatmaya Kısa Bir Ara

   "Oyunu Anlamak" yazı dizisiyle "Modern Futbola Giriş-1" dersini futbola, spora ve hayata bigâne kalmış insanlara başarıyla anlatmış oldum. 
   Bundan sonra artık Trabzonspor'un ön alan hareketliliğini sağlaması lazım. Bu tam anlamıyla sağlanana kadar Trabzonspor, üretkenlik anlamında sıkıntılar yaşayacak. Bazı oyuncuların defansif, bazı oyuncularınsa ofansif üretkenliğinde ciddi sorunlar var. Zaman zaman bundan kaynaklanan sorunlar da olacak. Burada bir teknik direktör dokunuşu gerekecek. 
   Bu süreçte Trabzonspor oyunu durağanlaşmaya başlamış gibi görünebilir. Performans dalgalanmaları geçen seneye oranla çok daha fazla olacaktır. Geçen seneye göre çok daha geç tertip edilmiş bir takım Trabzonspor. Tek artısı, bir oyun kültürünü oturtmuş olması. 
   Aslında bu, uzun süredir düşündüğüm bir şeydi ama Antalyaspor maçından sonra kesin kararımı verdim. Daha önce bu işi, kendimden fedakârlık yaparak sürdürdüğümü ve bunun beni ziyadesiyle yıprattığını söylemiştim. Ne yazık ki gereken manevî desteği de bulamadım. Dilaver Cebeci'nin deyişiyle "Bu azgın kalabalıkta" sesimi duyurmam mümkün değil. Üstelik Pep Guardiola'nın da soyunma odasında dediği gibi: "Mükemmel değilim ve sürekli hatalar yapıyorum.. Sadece size yardımcı olmaya çalışıyorum..." 
   Ben size oyunu anlatamam, sadece oyunu anlamanıza yardımcı olabilirim. Ancak bu ortamda kimseye faydam olamaz. Çünkü gelişemem. Gelişmeyince kendimi sürekli tekrar ederim.  
   Kendimi arayışımda futbolun ve Trabzonspor'un rolü çok özel. Belki bu kadar ısrarcı olmamın nedeni buydu. Bilemiyorum...
   Oyunu Anlamak; futbolcuların artan iş yükünden, profanlaşmadan, metalaşmadan bahsedip hakem, başkan merkezli futbol yorumunun karşısındadır. Oyunu Anlamak, aydınlanmacı olması sebebiyle "devrimci" bir duruşu ifade eder. Oyunu Anlamak, büyük devrimlere ve sahte devrimlerin sahte kahramanlarına ihtiyaç duymamak için hep devrimci kalmayı, Olimpizm'i en üst ülkü olarak kabul etmeyi, sporu ve sporcuyu sevmeyi öğütler. 
   Kant: "Aydınlanma, kişinin aklını kullanmaya cüret edebilmesidir." der. Herkes için kendi aklına güvenebilme zamanı. Çünkü benimkisi de bana lazım. Daha üst seviyelere ulaşmam, hayatı dolu dolu yaşamam lazım.
   Bir gün umarım düşüncelerimi, beni anlayanlar ve anlamak isteyenlerle paylaşma imkânı bulabilirim. "Hiçbir şey yapmamaktansa bir şeyler yapmak iyidir" mantığıyla çıktığım bu yolda hiçbir şey yapamayacak duruma geldim çünkü. 
   Benim için oldukça zor bir karar bu. Daha önce yaptığım hiçbir işi, bu kadar benimsememiştim. Ancak verdiğim emeklerin karşılığını alamıyorum. Benim gösterdiğim fedakârlığı kimse göstermiyor. Veya gösterenler, birlik olmayı istemiyor. 
   Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'ın orijinal karakteri Hacı'nın da söylediği gibi: "Futbol; şahsî beceri gerektirir ama aslında toplu oynanan, insanların bir takım  hâlinde oynadıkları bir oyundur. İyi bir takımın yoksa kaybedersin. Evet, kaybedersin.." 
   Bu açıklamayı da heyecanıma ortak olan dostlarıma, yaptığım işe, spora, futbola ve Trabzonspor'a duyduğum saygı nedeniyle yapıyorum. Her şey için teşekkürler, iyi ki varsınız. 
   Eğer beni heyecanlandıran bir şeyler olursa ara ara kendimi hatırlatabilirim. Onun dışında  sporun içinde olmak için çaba göstermeye daha fazla vaktim olacak. 
   Bundan 20 yıl sonra kendimi ya sporun içindeki bir akademisyen ya da akademinin içindeki bir spor adamı olarak görmek istiyorum. O yüzden selâmetle..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkülerin Söyledikleri: İki Şeye Pişman Olan Ağasarlı Cayan Hüseyin

Türk Düşüncesi: 2023 Sath-ı Mailine Girerken...

Tolgahan'ın Gözlüğü: Acı Çekmek